BİLİM

EYH, bilimi, insanın kendini ve evreni çözümleme, anlama, yorumlama ve geleceğini planlama amacıyla yaptığı faaliyetler olarak tanımlar. EYH, bilim insanı olmanın çoğu zaman zorlu bir süreç olduğunu ve kimi zaman bilim insanlarının yaşamları pahasına çalışmalarını sürdürmek zorunda kaldıklarını bilerek, bu alanda insanlığın gelişmesine katkıda bulunmuş tüm bilim insanlarını saygı ve minnetle anar.

EYH, bilimin, somut bir fayda gözetmeksizin belirsizi ve bilinmezi ortaya çıkartmak ya da yalnızca insanın merakını tatmin etmek ve aydınlanma ihtiyacını gidermek üzere yapılmasını destekler. EYH,insanın ve insanlığın biyolojik, psikolojik ve sosyal varlığı dahil olmak üzere tüm yönleri ile gelişimini,birey ve toplumun refahını, yerkürenin ve yerküredeki yaşam formlarının korunmasını ve geliştirilmesini, uzayın keşfedilmesini ve insanın kendini gerçekleştirmesine katkıda bulunulmasını bilimin temel işlevleri olarak görür.

EYH, bilimsel bilginin ideolojik, siyasi, kültürel vb. bir kimliğinin olamayacağına, kaynağı ne olursa olsun bilimsel yöntemle elde edilen bilginin önemli ve değerli olduğuna inanır. EYH, bilim insanlarını cinsiyet, inanç veya dünya görüşlerinden bağımsız olarak bilime yaptıkları katkılara göre değerlendirir ve bilimin herhangi bir dalında çalışmak isteyen kişi, grup ve kuruluşlara imkânlar ölçüsünde verilecek destek politikalarının bu doğrultuda şekillendirilmesini savunur.

Eğitimin temelinin bilimsel düşünce üzerine kurulması gerektiğini savunan EYH, bireye ve topluma sorgulama, analitik düşünme ve sentezleme becerilerini kazandırmanın eğitim sisteminin kilit taşı olduğuna inanır. Bilimsel gelişmenin ekonomik kalkınmaya olan etkisinin katma değeri yüksek çözümler sunma prensibine dayandığını öngören EYH, yenilikçiliğe (inovasyon) dayalı bir kalkınma modelinin ancak temel bilimler, ar – ge, özel sektör ve kamu bileşenlerinin optimizasyonu ile mümkün olacağını düşünür. Bu kalkınma modelinin toplumsal bir kültür olarak benimsenmesi için bilimin popülerleşmesi gerektiğine inanan EYH, bilimsel düşünce ve uygulamaları bireyin ve toplumun yaşamına elle tutulur bir şekilde dahil etmek için politikalar üretilmesini destekler.

EYH, bir yandan bilimsel emeğin korunması amacıyla fikri mülkiyet haklarını savunurken, bir yandan bilimsel bilginin mümkün olan en geniş anlamda paylaşılmasını sağlayacak politikalar üretilmesini savunur. Bir ikilem olarak görünen bu farklı iki yaklaşımın optimizasyonunun verimlilik, etkililik vehakkaniyet ilkeleri doğrultusunda yapılması gerektiğini öne sürer. Bilimsel bilginin bu ilkeler çerçevesinde paylaşılmasıyla yaratılacak olan sinerjinin bilimsel gelişmeyi katlanarak artıracağını düşünen EYH, bireysel hakları azami ölçüde korumaya çalışarak bilimin toplumsallaştırılmasını savunur. “Bir dirhem ilimin bin okka edebe muhtaç olduğu” düşüncesinden hareketle EYH, bilimsel faaliyetin bilim etiği çerçevesinde yapılması gerektiğini savunarak, elde edilecek fayda ne olursa olsun, bilimin, insanların, toplumların, yerkürenin, evrenin zararına ve hayvanlara acı çektirerek yapılmaması inancını taşır. EYH, bilim ve inancın birbirlerine karşı konumlandırılmasının anlamsız bir yaklaşım olduğu düşüncesiyle, her birinin kendi bağlamında özgür ve saygın olarak var olmasını destekler.

Bir cevap yazın